Gizemli kızın sözlerini ciddiye almayan Hakan, kendi hayat rutinine kısa sürede geri dönmüştü. İçinde amaçsızlığın yarattığı yoğun boşluk hissi, onu fena halde yormakta hatta hasta etmekteydi. Bu garip hastalıklı haline geçen zamanda vücudundan yayılan ekşi kokuda eklenince, kızın sözlerini hatırlamaya çalıştı. 'Hayatta kalabilmenin tek yolu, Tanrı Azzo'ya bağlıdır Mesih. Yoksa çürüyeceksin.' demişti kız. Bu gayet ortadaydı. Tamam kız biraz tuhaftı, gotik filmlerden çıkmış gibi bir havası vardı ve taş gibiydi. Fakat bu hastalıklı hali kızın sözlerini gerçek kılıyordu. Galiba gerçekten çürüyordu. Kızın bahsettiği lahit ve kutsal şehir ile ilgili rüyalarında hiçbir şey görmemişti. Ya da gördüğü şeyleri anlamamıştı. Son zamanlarda rüyasında gördüğü tek şey, etrafı şeritle çevrilmiş, yıkık dökük eski bir konak tipi evin görüntüleriydi. Bu ev ile de ne kutsal şehir, ne de lahit bağıntısı kurabiliyordu. Kara kara düşünerek elinde olan tek ipucu olan bu rüyaya odaklandı.
Burada sadece doğaçlayacağım. Derin bir nefes alıp, aklıma gelen ilk 'şeyin' derinleşişini buraya aktaracağım. Mandala kavramını biliyorsanız, bir nokta etrafında doğaçlayarak bir görsel elde edildiğini bilirsiniz. Burada yaptığımsa bir görü,bir düşünce veya herhangi bir ilham verici şey üzerinden öykü mandalası yapmak. Hem kendimi keşfederken, hemde yeni şeyler üreteceğim. Olur da bloğuma uğramışsanız, bir iki kelam bırakırsanız beni memnun edersiniz.