'Hücrelerimiz üremeyi durdurmuş olsaydı ne olurdu acaba?' diye sordu Ece. Sınıftaki gözleri bir anda üzerinde toplamıştı. Bu kadar ilgiyi tahmin etmiyordu. Aslında ilgiyi oldum olası sevmezdi. 'Yavaş yavaş ölürdük Ece.' diye cevapladı öğretmeni. 'Sonuç olarak üredikleri kadar ölüyorlar da gün içerisinde. Ölüm oranı yüksek, doğum oranı düşük bir hücre aktivasyonu bizim sonumuz olurdu.' Ece derin bir nefes aldı. 'Ben insanlığı hücrelere benzetiyorum hocam. Sürekli üreyip duruyoruz ve aynı oranda da ölüyoruz. Kendi halimizde bir şeyler ile uğraşıyoruz ama bütüne baktığımız zaman aynı çarkı döndürüyoruz. Fakat bir sorun var.' dedi. Ona heyecan ile bakan öğretmeninin gözleri parlıyordu. Sınıfta ilk kez kendi fikrini böyle rahat bir şekilde ifade edebilen bir öğrencisinin olması onu fazlasıyla sevindirmişti. 'Nedir sorun?' diye cevapladı öğrencisini. Ece üzgün bir ifade takınarak soruya döndü. 'Sorun bizim aslında durmuş olmamız. Sadece
Burada sadece doğaçlayacağım. Derin bir nefes alıp, aklıma gelen ilk 'şeyin' derinleşişini buraya aktaracağım. Mandala kavramını biliyorsanız, bir nokta etrafında doğaçlayarak bir görsel elde edildiğini bilirsiniz. Burada yaptığımsa bir görü,bir düşünce veya herhangi bir ilham verici şey üzerinden öykü mandalası yapmak. Hem kendimi keşfederken, hemde yeni şeyler üreteceğim. Olur da bloğuma uğramışsanız, bir iki kelam bırakırsanız beni memnun edersiniz.